İNGİLİZCE KELİMELER VE ANLAMLARI
- accent: aksan, şive(essınt)
- violent: şiddet, zorlu
- assumption: varsayım, tahmin
- quit: bırakmak, vazgeçmek
- unlikely: muhtel olmayan, ihtimal dışı
- put: koymak, yerleştirmek
- unfortunately:maalesef,ne yazık ki
- label: etiket
- rapid:çabuk,hızlı
- against:karşısında,aykırı
- unsatisfactory: tatmin etmeyen, yetersiz
- glance: bakıvermek, göz atmak
- none: hiç biri, hiçkimse
- serve:hizmet etmek
- grow: büyümek, gelişmek
- arrive: varmak, gelmek
- these: bunlar
- sacred: kutsal
- upon: üstüne, üzerine
- role: rol yapmak
- ruler:cetvel, yönetici
- wide: geniş
- bargain:pazarlık,yapmak
- border: sınır
- fasten:bağlanmak
- foolish:aptalca, mantıkdışı
- however: ne kadar, ne ölçüde olursa olsun
- thick: kalın, koyu,
- immoral: ahlakdışı,ahlaka aykırı
- penniless: parasız
- wage: ücret, maaş
- salary:maaş,aylık ücret
- destination:gidilecek yer
- close:yakın, son, kapatmak
- fry:kızartmak
- bazaar:pazar
- beat:dövmek, yenmek, bitirmek
- plenty:bolluk, çokluk(abundance)
- gather:toplamak
- unbearable:tahammül edilemez
- reakles: kayıtsız,umursamaz
- foxy:kurnaz
- recently:son günlerde, son zamanlarda
- stage: aşama, derece, sahne
- mend: tamir etmek
- whole:tam, bütün
- port: liman
- inform: bilgi vermek
- bright: parlak
- patience: sabır, dayanıklılık
- version: çeviri,tercüme, yorum
- profit: kar, kazanç
- useless:faydasız,yararsız
- lack(of):eksiklik
- incident:olay hadise
- invention: icat
- prefer: tercih etmek
- yard:avlu, alan
- delay:ertelemek, geciktirmek
- understandable:anlaşılabilir
- invent:icat etmek, uydurmak
- unending:zamansız, bitmeyen
- quantity: miktar, nicelik
- union:birleşme, birlik, sendika
- universal: evrensel
- prophet: peygamber, kahin
- wisdom: akıl,akıllılık, mantık
- manage: yönetmek
- postpone: ertelemek
- heaven:cennet
- hell: cehennem
- observe: gözlemlemek, incelemek, dikkatle bakmak
- significant:anlamlı, önemli
- hardly:ancak, hemen hemen ,zar zor
- upward:yukarıya, yukarıda
- income: gelir, kazanç
- immortal:ölümsüz
- unable:aciz, bir şey yapmayacak durumda
- nest: yuva
- mark: iz, işaret, leke, işaretleme
- candle: mum
- utilize:yararlanmak, kullanmak
- crush:ezme,çarpma
- doll:oyuncak bebek
- abundance:çokluk, zenginlik, bolluk
- absurd:anlamsız
- account: hesap
- ache: ağrı
- approach:yaklaşmak, yaklaşım
- arrage:düzenleme
- vatal:yaşamsal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder