Hazırlıktan
- predict: tahmin etmek
- nearly: hemen hemen
- identify: tanımlamak
- relative clause: göreceli tümce
- statements: ifade
- explain: açıklama
- only: tek
- options: seçenekler
- below: altında
- furniture: mobilya
- opposite: karşısıda
- carpet: halı
- rug: kilim
- dining table: yemek masası
- tap: musluk
- stellite: uydu
- bookshelf: kitaplık
- chest of drowers: konsol
- knowledge: bilgi
- imagine: hayal etmek
- through: aracılığıyla
- measure: önlem alamak
- addition: toplamak
- another: başka
- diversity: çeşitlilik
- decrease: azalmak
- lane: şerit
- pavements: kaldırırm
- appointment: randevu
- display: sergilemek
- politely: kibarca
- accomodation: konaklama
- comment: yorum
- crossing: geçiş
- survive: hayatta kalma
- endangered: nesli tükenmekte olan
- capture: ele geçirmek
- relocate: başka bir yere taşınmak, yerleşmek
- definition: tanım
- climate: iklim, hava durumu
- examine: incelemek
- diagnose: teşhis etmek
- knowledge: bilgi
- experiment: deney
- intonation: tonlama
- explain: açıklamak
- obligation: zorunluluk
- recommodation: öneri
- force: kuvvet
- fatal: ölümcül
- prey: av, kurban
- mistake: hata
- hunters: avcılar
- extinction: yok olma
- in terms: açısından
- breeding: çoğalmak
- pay a fine : para cezası
- choosing not to buy: refuse to buy
- illagal: against the law
- pay for : providefounding for
- work together:cooperate
- taking this action: take this steps
- individual: bireysel, birey
- common: ortak
- able: yapılabilir
- assigment: ödev, proje
- attend: katılmak
- experience: deneyim
- comment: yorum
- contact: irtibat kurmak
- pedestrian: crossing :yaya geçidi
- signpost: tabela
- fee: ücret
- pan: tava
- survey: anket
- tab: musluk
- abuse: kötüye kullanma
- conservation: konuşma, sohbet
- cruel: zalim
- debate: tartışma, müzakere
- emergencies: acil durum
- feed: beslemek
- harmless: zararsız
- herd: büyükbaş hayvan sürüsü
- humane: insancıl
- poisonous: zehirli,
- protect: korumak
- savannah: arazi
- search for: araştırmak
- sedate: sakin, sessiz
- speclialization: uzmanklık
- suffer: acı çekmek
- take care: dikkat
- treat: tedavi etmek
- wildlife: vahşi yaşam
- zoology: hayvan bilimi
- abandon: terk etmek
- analyze: analiz etmek
- benefit: fayda, yarar, kazanç
- communication: irtibatta olmak, haberleşmek
- conditions: koşullar
- convinced: ikna
- domestic: evcil
- environment: çevre
- involve: içermek
- issue: konu, mevzu
- realize: farkına varmak
- results: sonuç, netice
- lecture: derse girmek
- revision: gözden geçirmek
- plant: bitki,
- complated: tamamlamak
- result: sonuçlanmak
- familiar: aşina tanıdık
- definitely: kesinlikle
- several: çeşitli
- competitions: yarışma rekabet
- attend: katılmak
- assigment: görevlendirmek
- goals: amaç
- probably: galiba
- novel: roman
- accosionally: ara sıra
- almost: hemen hemen
- quarters: çeyrek
- avoid: önlemek
- nearby: yakında
- socialize: sosyalleşmek
- benefits: faydalı
- involve: içermek,kapsamak
- confident: kendinden emin
- calmer:rahatlatan şey
- although: rağmen
- experiment: deney
- least: en az
- experience: deneyimm
- survey: anket
- term: dönem
- conclusion:sonuç
- summary: anket
- introduction: giriş
- obligatory: zorunlu
- neccasarry: gerekli
- both of them : ikisi birlikte
- skimming: göz gezdirmek
- scanning: taramak
- revise: tekrar
- definition: tanım
- titile : başlık deal with: baş etmek
- own : sahip olmak,
- interrupt: söz almak
- for a moment: bir an
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder