YDS KELİMELER ;)
- disability: yetersizlik
- significant: önemli
- manage to (do something): başarabilmek, idare etmek
- cause +:neden olmak
- lead to -:neden olamak
- as long as: -dıkça
- activity task: aktivite
- training: alıştırma
- plagiarism: bilgi hırsızlığı
- reputation: itibar, şöhret, ün
- spirit: can, ruh
- entire: bütün, tüm
- resist: dayanmak, direnmek
- whatever:"her neyse","umrumda değil"
- establishing: saptama, tespit
- released: gösterime koymak
- fairly: adilce, uygunca
- decace-long: on yıl süren
- advertise: reklam etmek
- cohesive:birbirine bağlı
- delivery: teslimat, teslim
- sequence: birbiri ardından gelme, sıra
- pledge: söz vermek, taahüt etmek
- promote:geliştirmek
- recover: iyileşmek, toplamak
- dress up: giydirmek
- detect: saptamak, fark etmek
- take place: meydana gelmek
- inappropriate:uygun olmayan
- distinguish: fark etmek, ayırt etmek
- slightly: çok az
- convince: kandırmak, inandırmak
- correspond:mektuplaşmak, haberleşmek
- distinguish: fark etmek, ayırt etmek
- associated:birleştirmek, bağdaştırmak
- access: erişim, bağlanmak
- accidental:tesadüfen
- drug: hap, ilaç
- make a bank loan:banka kredisi almak
- co-founder: kurucu ortak
- correlation: bağıntı
- demonstrate : ispatlamak, kanıtlamak
- debate: tartışma
- nationally: ulusal olarak
- locally: yöresel olarak
- privacy: mahremiyet, gizlilik
- opponent:rakip, karşıt
- compete against: ile yarışmak, rekabete girmek
- come up with: ileri sürmek, öne sürmek
- drug:ilaç, ecza
- substance:madde, öz
- running cost: işletme gideri, işletme masrafı
- bussiness executive:iş idarecisi
- reliability: güvenilirlik
- tournament: turnuva
- unsure:emin değil
- mixture:karışım
- advert: bahsetmek, deyinmek
- reported speech:doalylı anlatım
- multiple: çoklu, birçok
- permission:izin müsaade
- decline: geri çevirmek
- regret:pişman olmak, pişman
- decline:geri çevirmek
- invite:davet etmek
- have a feeling: içine doğmak
- treat: tedavi etmek
- fiction: kurgu
- worn: çok giyilmiş, yıpranmış
- subscriber: abone, taahüt eden
- indicator: gösterge, bildirici
- proposition: teklif etmek
- contribution:katkı, yardım
- amusing:zevkli
- persuasive:ikna edici
- targeting: hedefleyerek
- gentle: nazik, kibar, yumuşak
- unpleasent: hoş olmayan, çirkin
- steady: düzenli, sabit durum
- advertising: reklam
- take out a bank loan: banka kredisi çekmek
- take no notice: dikkate almamak, umursamamak
- pledge:söz vermek, taahüt
- emotional language: duygusal dil
- the other day: geçenlerde bir kaç gün önce
- have a word : özel olarak konuşmak
- deadly disease: ölümcül hastalık
- raise in value: değer kazanmak
- recover: iyileşmek, toplamak
- tensile strength: çekme direnci, mukavemet
- onboard: yerleşik
- stable: dengeli, sabit
- deflection:yön değiştirme, dönme, bükülme
- impact:darbe, çarpma
- deceleration: ivmenin tersi, yavaşlatma
- failure:başarısızlık
- temptation: ayartmak, cezbetmek
- determined: azimli, kararlı
- note down:not almak
- obey rule: kurallara uymak
- get a promotion: terfi almak
- offline: çevrimdışı
- highly: oldukça, büyük ölçüde
- aloud: yüksek sesle
- terms:şartlar, koşullar
- concept: görüş, fikir
- biomimicry: biyonik
- note down:not almak
- over all: sonuçta, genekde
- greenery: yeşillik, yeşil alan
- resort:tatil yeri
- overuse: aşırı kullanım
- publication: yayım, yayınlama
- biomimicry: biyonik
- rapidly: çabukça, hızlıca
- strict rules: otoriter, katı kurallar
- man-made: insan yapımı
- concern: endişe ilgilendirmek
- exactly: kesinlikle, aynen
- permission: izin
- conclusion: sonuç
- raise:yükseltmek
- set up:güt batışı
- unsafe: tehlike
- synonym:eş anlamlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder